Dapak: Cudahiya di navbera guhartoyan de

Content deleted Content added
Kurteya guhartinê tine
Thogo (gotûbêj | beşdarî)
B rv. yetişir!
Rêz 1:
'''Dapak köyü''' (''tr. Saglicak'') gundekî girêdayî [[Gimgim]] (Varto) a [[Mûş]]ê ye. 15km li bakurê Gimgimê dikeve û di ber [[Çiyayê Bîngolê]] de ye.
 
{{kurt}}
[[Kategorî:Gundê Gimgimê]]
DEWA DAPAGE
 
Sağlıcak'ın eski ismi Dapaktır. Anlamı kimine göre Deva Pak, yani,
temiz köy anlamını taşır. Kimilerine göre de Ermenice Pag, yani, harebe
anlamına gelmektedir. Kimilerince de yine Ermenicede Dapak, yassıköy
anlamına gelmektedir.Sağlıcak ismi ise cumhuriyet döneminde verilmiştir. Sağlıcak ismisağlık kökünden türetilmiş gibi bir çağrışım uyandırsa da sanırım saklı bir yerde olduğu için saklıcak anlamındadır.
 
Yöre halkının telafuzunda "K" harfi genellikle değiştirilerek veya yumuşatılarak kullanılmaktadır. Bu açıdan çukur bir yerde kurulduğundan,sağlıcak sözcüğünün asıl anlamı, saklıcak olsa gerek.Sağlıcak köyü, dağlık vekayalıklı bir köydür. Yaklaşık 2600 m yüksekliğinde, Muş'un Varto ilçesinin 15 km kuzeyinde Bingöl Dağlarının
eteğinde etrafı dağlar ve kayalarla çevrili, küçük bir düzlükte "L" harfi
şeklinde kurulmuştur.Doğusunda Goşkar ( Yarlısu), batısındaSegır(Diktepeler), güneyinde Varto'ya bakan Kerrac (seki) , Taşcı, Yayıklı(Muzıra) köylerinin üstünde iki tarafında dereler bulunan az haneli
birköydür. Sağlıcak köyü, daha önceleri muhtelif yerlerde (Ware Kala,
heniyo Serdın, Vere kavaxi...gibi) ve en son şimdiki yerine taşınmıştır.
Köyün giriş ve çıkışlarında 46 ve 66 depremleriyle derinleşen iki deresindesuyu sağuk çeşmeler bulunmaktadır.
 
TARİHÇESİ
Lolan aşiretinin yakın tarihte Erzincan'ın ve şimdiki Tunceli 'ye bağlı Pülümür Danzing bölgesinden Varto'ya geldikleri bilinmektedir. Danzing bölgesinden ise,İran'ın Horasan bölgesinden göç
ettikleri ve bu göçünde Malazgirt Savaşı dönemine tekabül ettiği ifade
edilmektedir. Hicri tarihinin X. y.y nda Varto'ya gelen
ve ilçenin yerli halkından sayılan Lolanlılar, Erzincan ve Dersim
bölgelerinden Varto'ya geldikleri belirtilmektedir. Bu kabile halkı,
Varto'da; Kallı Bal -Bal- Kacer-Kasım ve HIDAN boylarına ayrıldıklarını görmekteyiz. (Kaynak:Burhan Kocadağ)
M.Şerif Fırat'da; " 4. Murat(1635) zamanındaki Doğu
Seferi sırasında Lolan aşiretinden ayrılan kabilelerin Varto'ya nakledildiğini, Erzincan'ın Danzing bölgesinde oturan Lolan aşiretinden ayrılan Kacer ve Kasım,kabileleri de Varto merkez kasabasının Xelefan, Segır, Keçan köylerine yerleşmişlerdir."Demektedir.( Syf 120,Doğu İlleri ve Varto Tarihi ) Dapak, Segır ve Goşkar'ın kuruluşu düşümdeştir.
Eğer Segır, 1635 'lerde kurulmuşsa Dapak ve Goşgar da aynı tarihlerde
yani bundan yaklaşık 400 yıl önce kurulmuş demektir.Lolan aşiretinin Miladi 16. yy da yerleşmeleri de isteğe bağlı olmamıştır. Bu
yıllarda Yavuz Sultan Selim'in, Bitlisli İdris'e bu bölgede şiilik
inancını kazımak ve bu inanç sahiplerinin binlercesini kılıçtan geçirme ve
mallarını yağmalatma yetkisi vererek yaptırdığı katliamdan canlarını
kurtaranlar, Tunceli, Erzincan, Pülümür ve Bingöl'ün dağlık bölgelerinde
toplandıklarını ve burada varlıklarını devam ettirerek bu günlere gelebilmişlerdir.(kaynak: Burhan Kocadağ, Lolan Oymağı ve Yakın Çevre Tarihi syf 10) Bu dönem yine Pir Sultan Abdal'ın İran'ın doğusundaki
Horasan'dan Anadoluya geldiği, Sivas Yıldızeli'ye yerleştiği ve alevilere
düşünceleriyle,ozanlığıyla destek olduğu (1534-1590) ve de bazı uzmanlara göre de 1560'larda darağacında asıldığı dönemlerdir Hıdanboyunun Segır, Goşkar ve Dapak'ın dağlık bölgelerine yerleşmeleride isteğe bağlı olmayıp bir tesadüfle de açılanmamaktadır. Tarihsel olarak onlarında bu katliamdan payına düşen ortak payda dağlara sığınmak olmuştur. Yazar Burhan Kocadağ'a göre, Kali Ağa'nın oğlu Mirza Ali önceleri Leylek köyüne oradan da Taşçı'da, Dapak'da, Xelefan'da yerleşip kökleşmiştir. (LolanOymağı ve Yakın Çevre Tarihi syf. 73) "...Bal Ağa Varto'ya göçünden (1554 ) bu yana uzun yıllar geçmiş, araya altı nesil girmiştir. ....Bu uzun zaman süresinde çoğalarak Xelefan, Keçan, Kestemert, Dapak ile terkedilen Leylek ve Taşçı köyleri oluşturulmuş...." demektedir.syf 84 Yazar genellikle Kestemert(Çobandağı) ekseninde olaylara açıklık getirme çabasında olduğundan, öte yandan M.Şerif Fırat da Hormek aşiretinin çevresinde ki olaylara açıklık getirme çabası içerisinde olduğundan Hıdan boyunun diğer bir deyişle Segır, Goşkar, Dapak mevzuuna hemen hemen
hiç bir kayda değer açıklama getirmemişlerdir .Kutsal Fırat da yazdığı
soy seceresinde- Raqasan'dan bu yana geçememiş.
 
Toplumun sahip olduğu kültürel alışkanlıkları içinde bulundukları coğrafi
ortamla o dönemin dayattıklarıyla değil, bu gün kü gerçeklerle birlikte
varoldukları-doğdukları süreç içerisinde yaşadıkları geçmişiyle oluşan bir
bütün olarak almak gerekir.
 
Tarihin her hangi bir aşamasında mevcut bir olayı çevresindeki gerçeklerden bağımsız ve tek yanlı olarak açıklamaya çalışmak bilimsel bir ahlakla bağdaşmaz.
 
Dapak da köken ve kültür itibariyla Varto ağacının dalıdır. Varto'yla bu
kadar elverişsiz bir ortak paydamız olmakla beraber,bazı farklı yanlarımızda görülebilmektedir.Belkide en erken göç bizde başlamıştır.Çünkü en yoksul köy Dapak'tır. Bunun sonucu olarak da dışarıya erken açılma ,1946 ve 1966 depremlerinde de ağır yara aldığı için ,yoksulluğundan ve çaresizliğinden başka kaybedecek hiç bir şeyi
kalmayan köylüler, dışa erken ve zorunlu göçten dolayı kültürel olarak da kendilerini yenilemek ve değiştirmek zorunda kalmışlardır. Evrensel uzantısı olan hemen her yeniliğide içselleştirmişlerdir. Yabancılarla evlenme, ön yargılara karşı olmaları, okumaya çok önem vermelri, kadınlara karşı olumsuz geleneksel bakış açısına sahip olmamaları ... vb özelliklerin ön plana çıkması yukarda sözünü ettiğimiz gerçeklerin
etkisiyle ortaya çıkmış farklılıklar olabilir. Ancak Varto halkının geneli çok aydındır ve eğitime çok önem verir.
 
1916 Rus Çarlık ordularının baskınları, 1918 özellikle Türk- Ermeni
çatışması,1917 de yaptıkları Erzincan mütakeresinden sonra Ermenilerle
olan çatışma olaylarını köy halkı çok canlı yaşamıştır. Geride kayıplar
bırakmıştır. Açlıkla ölümlere, sağuktan donmalara karşı karşıya kalmıştır.
Sürekli yetişkinleri, gençleri dört yıldan fazla askerlik yapmış ve
aileleride savaşlardan, sefaletlerden ızdırap sınavlarından
geçmişlerdir.
 
Bundan sonraki dönemlerde de 1946 depremi yaşamış. Peşindende ağır bir felaket olan 1966 depremini de yaşadıktan sonra çilesi bitmeyen Dapak ekonomik koşullarının pek elverişli olmaması nedeniyle ve güneydoğu olaylarından dolayı kalan gençlerini de göçe yollamış geride şu an 9- 10 hane kalmıştır. Köyün, Kültürel yapısını ekonomik yapısını,
değerlerini, inançlarını... vs. anlatırken okuyucuların bu durumu gözönünde bulundurması açısından bir özet geçiyorum.
 
Köyün güneyinde büyük bir dere ve bu derede Goşkar suyu, yani Goşkar
baba'nın (tümülüsün) ayaklarından küçük kaynaklarla, karla, yağmurla
sızarak-süzülerek, birikerek-birleşerek akan tertemiz bir çay vardır. Bu
su devam ederek Karasuyla ordan da Murat suyuna katılmaktadır. Bize tek faydası, hayvanları sulamaktı . Daha önceleri değirmenlerimiz de vardı. Ancak çok uzun sürmedi değirmencilik. 1986 yılında yapılmaya başlanıp 2001 de faaliyete giren kanal nispeten faydalanılmaktadır. Bu suyu takip ederek Goşkar Baba'ya, Dapak'ın yaylalarına gitmekte mümkündür. Yaylaya Şahardan, gabandan da gitmek mümkün. Yol patikadır.
Ağa TUNÇ